dolu TÜRKÇE SÖZLÜK - DOLU - dolu
Ana sayfa


dolu
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü:
    "Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti."- T. Buğra.

    İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı:
    "Su ile dolu bir şişe."- .

    Bir yerde sayıca çok:
    "Dağda keklik dolu."- .

    Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan:
    "Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu."- A. İlhan.

    Boş vakti olmayan, meşgul:
    "Bugün doluyum."- .

    Çok olan (iş, uğraş, olay vb.).

    İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar):
    "Tabanca doludur, dikkat edin."- .

    Tornacılıkta delik açılmamış (gereç).

    mecaz Bir duygunun güçlü etkisinde olan.

    isim, eskimiş İçki doldurulmuş bardak.

    "dolu" nasıl hecelerine ayrılır
    do-lu



    İlgili Kelimeler

    Ayın on dördü
    bedir
    bedirlenmek
    doldurulmak
    dolmak
    dolukma
    doluluk
    DOLUŞMA
    doluverme
    karışık
    kırcı
    komple
    mahmul olmak
    paket
    pür
    yoğun


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    0,015625