kundak TÜRKÇE SÖZLÜK - KUNDAK - kundak
Ana sayfa


kundak
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez:
    "Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı."- Ö. Seyfettin.

    Bu bezle sarılmış bebek:
    "Dikmen Yıldızı kundağı kucaklayarak ağır, sarsıntılı adımlarla savcının arkasından yürüdü."- A. Gündüz.

    Saçları yemeninin içine alıp bağlama:
    "Baş kundağı."- .

    Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey:
    "Dutların tomurcukları büyümüş, yaprakları burunlarını kundaklarından çıkarmışlardı."- .

    Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb:
    "Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım."- H. Z. Uşaklıgil.

    Arabalarda dingil yatağı.

    mecaz Ara bozma, fitne, fesat.

    Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm:
    "Amcası Mustafa geldi eve, ona bir kundağı sedefli tüfek getirdi."- Y. Kemal.

    "kundak" nasıl hecelerine ayrılır
    kun-dak



    İlgili Kelimeler

    ağır makineli
    konak
    ARBALET
    kundaklama
    kundaklanış
    kundaklanma
    kundaklanmak
    kundaklatma
    Kundaklatmak
    kundaklayış
    belek
    belenmek
    Beletmek
    etek bezi
    FASKA
    uykuluk


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    8,203125E-02